28 Şubat 2017 Salı

KARBON SALINIMI VE KARBON PİYASASI

     
   Dünya nüfusunun her geçen gün artması ve teknolojik gelişmelerle ekonomik çalışmaların sayısı ve düzeyi artmaktadır. Bu artışla enerjiye olan talep ve ihtiyaçta artmaktadır. Enerji kullanımı da bu sebeple artmakta ve bu kullanımlarla birlikte hava kirliliği, küresel hava kirliliği, çevresel atıklar,  toprak ve su kirliliği ortaya çıkmaktadır. Küresel iklim değişikliğine neden olan sorunların başında insan gelir. Bu iklim değişikliğinin sonucu olarak ortaya çıkacak olan açlık ve kitlesel göçlere karşı önlem alınmaması beklenemez. Bu sebeple sera gazlarına karşı önlem alınması tek bir ülke ile düşünülemeyeceği gibi birçok devlet anlamında bir faaliyetle düşünülebilir ve bu da piyasayı akla getirir. Bu yöndeki çalışmalara da karbon piyasası denir.
   Günümüzde insanların en büyük isteği yaşadıkları ortamların sağlıklı olması ve yaşam düzeylerinin güzel olmasıdır. İnsanların kendi refah seviyeleri ve rahat yaşama isteği çevresel kaynakların bilinçsiz tüketilmesine ve kirletilmesine sebep olmaktadır. Bu istek sonucunda ortaya çıkan karbon salınımı ve küresel ısınma birçok çevresel felaketleri de beraberinde getirmektedir. Aslında genel bir çerçeve ile bakacak olursak, bu aralar dillerden düşmeyen küresel iklim değişikliğinin nedenlerinin yol açtığı sonuçların göz önünde bulundurulması ve yaşadığımız ortamların yaşanılamaz hale gelme korkusu muhasebe alanında faaliyet gösteren kişilerce hem kendi yararını gözeterek hem de topluma bir hizmet olarak bazı girişimlerde bulunulması ile bir gelişme sağlanmakta. Bu gelişme ileri düzeylere ulaşması ile piyasayı meydana getiriyor ve yayılma süreci de başlamış oluyor.
   Geçmişten günümüze kadar süregelen küresel iklim değişikliği konusu, sanayinin gelişmesi ve modern dönem dediğimiz zamana giriş yapmamızla gündeme getirilmeye başlanmış ve üzerinde gerçek anlamda hem sosyolojik açıdan hem de bilimsel anlamda çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Aslında sanayinin gelişmesi ile daha çok karbon salınımı yaşanması da küresel iklim değişikliği konusunda en büyük etkilerden biridir. Bu nedenle hem sanayi dediğimiz hem de pazar dediğimiz alanlardaki gelişmeler göz önüne alınırsa temiz çevrenin ve temiz yaşam alanlarının korunması gerektiği önem arz etmeye başlamıştır. Karbon konusu gerek AB gerekse de Türkiye açısından birincil olmasa da önemli seviye de ele alınan konuların başında gelmiştir. Bu anlamda kuruluşlar öncelikle kendi yararını gözetecek şekilde karbon piyasasına yaklaşmışlardır. Karbon piyasası, amaç olarak temiz çevre, yaşam koşullarının iyileştirilmesi, karbon salınımlarının azaltılması gibi durumlardan dolayı Yeşil Tedarik Zincirini anımsatır. Yeşil Tedarik zinciri, yeşil satın alma, yeşil üretim yönetimi ve lojistik süreci olarak tanımlanabilir. Ayrıca üretim de veya üretim sonrasında, doğaya veya bizim çevremize faydanın maksimum olması da denilebilir. Karbon Piyasası da benzerdir ama sistem farkı var.
  
 Arz Edenler
    
   Karbon salınımının azaltılması amacıyla çeşitli mekanizmalar geliştirilmiştir. Bunlardan biriside, Uluslararası Salım Ticareti Sisteminin kurulmasıdır. Bu sistem de ülkeler uluslararası karbon kredisi piyasalarında ticaret yapabilmektedir. Üretim fazlası kredisi olan ülkeler bu kredileri; salım sınırlaması olan ülkelere azaltım şartları çerçevesinde satış yapabilmektedir.
 Bilgi: ‘’2005 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi çerçevesinde iklim değişikliğine küresel bir tepki olarak Kyoto Protokolü gündeme gelmiştir. 188 ülke, Avrupa Birliği ve Türkiye'nin taraf olduğu bu protokole göre insan kaynaklı karbon salınım miktarının 2008-2012 yılları arasında 1990’da ki seviyesine göre en az %5 oranında azaltılması amaçlanmıştır.’’
   Dünyamız yaşlandıkça yaşam olanaklarımızın da kötüye doğru yol alması nedeniyle gerek siyasi gerekse de ekonomik kuruluşların bu konuda etkinlik gösterip çeşitli birleşmelerle veya yönelimlerle önlem almaya çalışmışlardır. Bu kuruluşlar uluslararası alanda çalışmalarla belli bir piyasa oluşturarak bu duyarlılığı başlatarak arzı gerçekleştirmişlerdir.

Talep ve Toplumsal Fayda ile İlişkisi

   Talep konusunda toplumun etkisi büyüktür. Çünkü toplumun faydasına olmayan hiçbir duruma kuruluşlar dahil olmaz. Toplumun faydası demek kuruluşların karı ve güvenilirliği demektir. Küresel iklim değişikliği toplumun ilgilendiği konuların başında gelir. Bu nedenle toplumun dışında kalamayacak derecede etkileşimi vardır. Yaşamımızı tehdit eden durumlar için alınacak önlemler ilgimizi yoğun bir şekilde bu piyasaya çeker.
   İşletmelerin kuruluş amaçlarında yer alan topluma fayda ilkesi, işletmelerin sürekliliği açısından pek çok öneme sahiptir. Toplumla var olma felsefesi çerçevesinde toplumsuz hiçbir yönelim düşünülemez. Toplum dediğimiz şeyin içinde kendisi de yer alan işletmelerin topluma aykırı davranması düşünülemez ve beklenemez. Yoksa kendi ayağına kurşun sıkmak gibi bir şey olur. Aslında toplumun faydası dediğimiz şey toplumun istekleridir. Toplum kendisi için en iyi durumu ister, kuruluşlar veya işletmelerde bu duruma en iyi cevap vermeye çalışır. Bu nedenle ‘küresel iklim değişikliği’ çerçevesinde düşünecek olursak, insanların kendi yarattığı bu bozulmayı önleme isteği de kendisinde oluşmaktadır. Bu isteğin yerine getirilmesi tek tek insanlar tarafından yerine getirilemeyeceği için birilerinin düşünüp tartışması ve bir topluluğun bu konuda oluşması gerekir. Bu oluşumda siyasi veya ekonomik yönden olabilir. Ekonomik yön daha ağır bastığı için bu yönde adımlar daha göze çarpar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder